Foça Plajları ve Gezilecek Yerler Rehberi

Ege’nin göz alıcı güzelliklerini kucaklayan, tarihi ve doğasıyla büyüleyen Foça, ziyaretçilerine unutulmaz anlar vadediyor. Özellikle yaz aylarında binlerce kişinin akın ettiği Foça Plajları ve Gezilecek Yerler, keşfedilmeyi bekleyen sayısız hazine barındırır. Bu kadim coğrafya, sadece denizi ve güneşiyle değil, aynı zamanda derin tarihi kökleri ve kendine özgü kültürel dokusuyla da öne çıkar.

Foça’nın Tarihi Yolculuğu: Medeniyetlerin İzinde Bir Keşif

Foça’nın tarihi, Anadolu’nun diğer medeniyetleri gibi çok eskiye dayanmaktadır. Bölgede M.Ö. 3000 yılında Anadolu halkı tarafından “Foka” adıyla bir yerleşim kurulmuştur. Daha sonra, M.Ö. 11. yüzyılda, yani M.Ö. 1200’lü yıllarda, Ege Denizi’nin karşı kıyısından, Yunanistan anakarasından gelen kavimlerin Ege göçleri olarak bilinen deniz ve kara hareketleriyle Batı Anadolu’ya ulaştığı bilinmektedir. Yunanistan’da yaşayan Aioller de bu dönemde Foça’ya gelmiş ve burada yerli halkla karışarak yeni bir medeniyetin temellerini atmışlardır. M.Ö. 9. yüzyılda ise Teos ve Eritrai’den gelen İyonlar bölgeye hakim olarak Foça’yı bir İyon kenti haline getirmişlerdir. Bu tarihten itibaren Foka, güçlü bir İyon devleti kimliği kazanmıştır.

Foça’nın isminin kökeni hakkında farklı rivayetler bulunmaktadır. En yaygın ve bilinen görüş, bölgede yaşayan Akdeniz foklarının isminden geldiği yönündedir. Ancak ismin tarihi daha da eskiye uzanır. Anadolu medeniyetlerini kabaca ikiye ayırdığımızda, kurucu halklardan biri olan Luviler karşımıza çıkar. Luvice’de “Pau vaka”, sulak alan anlamına gelmektedir ve Foça isminin buradan türediği de düşünülmektedir.

Foça, Ege medeniyetleri içinde denizcilikte oldukça ilerlemiş bir konumdaydı. Döneminin diğer gemilerinden farklı, daha gelişmiş gemiler inşa edebiliyorlardı. Bu sayede deniz aşırı koloniler kurma başarısını gösterdiler. Hatta tarihte Cebelitarık’ı geçen ilk medeniyet olarak kaydedilmişlerdir. M.Ö. 8. yüzyılda deniz aşırı ticaret yaparak Mısır ve Mezopotamya gibi önemli merkezlerle ilişkiler kurmuşlardır. Bu ticaret yoluyla, tıp, astronomi gibi bilim alanlarında pek çok bilgiyi İyonya’ya taşımışlardır. M.Ö. 6. yüzyılda refahlarının doruğuna ulaşan Foçalılar, Fransa’nın Marsilya’sı (dönemin Masalya’sı) ve İspanya’nın Malaga’sı (dönemin Mainake’si) gibi uzak coğrafyalara kadar ulaşarak koloniler kurmuş, hatta Atlantik’e dahi çıkmayı başarmışlardır.

Ne yazık ki, M.Ö. 576 yılında tüm Anadolu’da olduğu gibi Foça da Pers işgaliyle karşı karşıya kalmıştır. Perslerden kaçmak isteyen Foçalılar önce Korsika’ya sığınmışlar, ancak burada Korsikalılar onları ticarette rakip gördüğü için hoş karşılanmamışlardır. Bunun üzerine Marsilya’ya geçmişler, fakat burada da tam anlamıyla huzur bulamamışlardır. Savaşlar ve göçler sonucunda, bölgede yerli halkla karışarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Foça’nın bu kadar köklü ve Kadim bir medeniyet olduğunu bilmek, ziyaretinize farklı bir boyut katacaktır.

Osmanlı döneminde Foça, kültürel sürekliliğin bir parçası olarak ağırlıklı olarak Rumların yaşadığı bir yerdi. Nüfus mübadelesi sırasında Foça’da yaşayan Rum nüfus Yunanistan’a göç ederken, Yunanistan’da yaşayan Türkler de bölgeye yerleşmiştir. Bu zengin tarih, bugün Foça’nın sokaklarında, mimarisinde ve atmosferinde hala hissedilmektedir.

Eski Foça’nın Büyüleyici Taş Evleri ve Sokakları

Eski Foça dendiğinde akla ilk gelen görüntülerden biri şüphesiz taş evlerdir. Bölgede yaşamış olan Rumlar tarafından inşa edilen bu evler, Foça’nın simgesi haline gelmiştir. Sahil şeridinden başlayarak ara sokaklarda kaybolmak, bu tarihi taş evleri yakından görmek için harika bir yoldur. Bu sokaklar bol bol fotoğraf çekmek için idealdir ve ziyaretçiyi adeta geçmişe götürür.

Bu taş evlerin bir kısmı günümüzde otel veya restoran olarak hizmet vermektedir. Buralarda konaklayabilir veya Ege mutfağının enfes lezzetlerini tadabilirsiniz. Eski Rum evlerinden dönüştürülen pansiyonlar ve kiralık evler de konaklama için alternatifler sunmaktadır. Sahil boyunca uzanan bu evler, gerçekten de muazzam bir manzaraya sahiptir ve sahil boyunca yürüyerek Foça’nın keyfini çıkarmak önerilir. Özellikle gün batımı sırasında sahil boyunca taş evlerin arasında ve ara sokaklarda yürümek, Foça’nın atmosferini tam anlamıyla deneyimlemeyi sağlar. Foça’yı anlamanın yolu bu yavaş tempoda yürüyüşlerden geçer. Sokakların denize açıldığı noktalar da ayrı bir güzellik sunar. Bu şirin sokaklar ve kendine özgü mimarisi, ziyaretçiyi kendine hayran bırakır. Pembe panjurlu evler, tarihi kapılar, büyümüş çiçeklerle süslü köşeler, Foça’nın sokaklarına ayrı bir karakter katar. Burada yürümek, pırıl pırıl denizin kenarında olmanın huzurunu da beraberinde getirir. Foça’nın mimarisine uygun olarak tasarlanmış banklar gibi küçük detaylar bile bölgenin özgünlüğünü yansıtır.

Tarihi Yapılar ve Gezilecek Yerler

Eski Foça’da görülmesi gereken önemli noktalardan biri Beş Kapılar Kalesi’dir. Bu kale, bölgenin, hatta Türkiye’nin nadir Ceneviz kalelerinden biridir. Kale, 11. ve 12. yüzyıllar arasında inşa edilmiş ve 1275 yılında Cenevizlilere verilmiştir. Bölgenin 1455 yılında Osmanlı topraklarına katılmasıyla kale Osmanlı’ya geçmiş ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarım görmüştür. Daha sonra 1983 ve 1990 yıllarında restore edilen kale, günümüzde ziyaretçilere açıktır. Kaleden izlenen gün batımı manzarası gerçekten şahanedir. Kalenin deniz tarafına bakan surlarının hemen altında yer alan beş kapı, kayıkhanelere açıldığı için kaleye bu ismi vermiştir. Kalenin burçlarından ve surlarından manzara seyretmek mümkündür.

Beş Kapılar Kalesi’nin yakınında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bir Denizcilik Müzesi bulunmaktadır. Palmiye ağaçlarıyla süslü bir bahçesi olan müzede, donanmaya ait maketler, denizcilikle ilgili eski kullanılan eşyalar ve gemi modelleri sergilenmektedir. Müze ücretsiz olarak gezilebilmekte ve yaklaşık 15-20 dakika ayrılarak keyifli vakit geçirilebilir.

Foça’nın Osmanlı döneminden kalma önemli yapılarından biri de Fatih Camii’dir. Foça’nın 1455’te Osmanlı topraklarına katılmasının ardından, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1531 yılında yaptırılmıştır. Sonrasında Kanuni Sultan Süleyman’ın emirleriyle yeniden inşa ettirilen cami, yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahiptir. Tarihi duvarları ve iç mekanıyla ilgi çekici olan cami, Foça gezinizde ziyaret edebileceğiniz tarihi yapılar arasındadır.

Foça’nın sokakları ve yapıları gezerken, bölgedeki bir askeri birliğin varlığı da hissedilir. Askerlerin çarşı iznine çıktığı zamanlarda çarşı, ev yemeklerini ve tatlıları tatmak isteyen askerlerle daha da hareketlenir. Bu durum, bölgenin sosyal dokusuna farklı bir renk katar.

Foça’nın Lezzet Rotası: Damaklarda Kalan Tatlar

Foça’da deniz kenarında olmak, taze deniz mahsullerini ve balığı tatmadan dönmemek anlamına gelir. Eğer alkol kullanıyorsanız, rakı-balık keyfi yapmak önerilir. Sahilde yan yana dizilmiş restoranlarda taze ve lezzetli seçenekler bulmak mümkündür. Eski Foça’da sıkça tercih edilen restoranlar arasında sahil kenarındaki Celep Rıman Restoran ve çarşı içindeki Letafet Meyhane sayılabilir.

Sabah kahvaltısı veya öğle yemeği için Foça’da Seyir Restoran’ın manzarası inanılmazdır ve mutlaka not edilmesi gereken bir yerdir. Çarşı içinde deniz mahsulü dışında da birçok farklı yiyecek seçeneği bulunur, özellikle fast food restoranları bu bölgede rahatlıkla bulunabilir.

Gün batımını şarap eşliğinde sevdiklerinizle izlemek için favori mekanlardan biri Kavala Wine House’tur. Restore edilmiş eski bir yapıda yer alan bu mekan, deniz kıyısında kendine özel menüleriyle dikkat çeker. Burada ev yapımı limonata ve damla sakızlı panakota gibi özel tatlar denenebilir. Mekanın konumu çok güzeldir, Küçük Deniz’deki limandan yukarı doğru yürüdüğünüzde deniz kıyısında yer alır.

Çarşıda gezerken Foça’nın meşhur dondurmacısı Nazmi Usta’ya uğramak gerekir. Genellikle önünde uzun bir sıra olsa da, beklemeye değer lezzette, özellikle sakızlı dondurmasıyla bilinir.

Foça’nın yerel lezzetlerinden bahsetmek gerekirse, çarşıda bulabileceğiniz Foça simit fırını klasikleşmiş bir duraktır. Burada klasik simit ve poğaçaların yanı sıra, yöreye özgü olduğu iddia edilen “bomba” tatlısı ve boyoz gibi İzmir’e özgü lezzetler de bulunur. Boyoz, aslında Yahudilerin bir yiyeceği olup İzmir’e mal olmuş bir lezzettir. Sade, domates-kaşar veya tahinli çeşitleri bulunur ve çok lezzetlidir. Çarşıda bu simit fırınının önündeki ahşap masalarda oturup kahvaltınızı yapabilirsiniz. Ayrıca Bergama tulum peyniri, üçgen peynir, börek gibi kahvaltılıklar da sunulmaktadır. Temmuz 2022 fiyatlarına göre, peynir, boyoz, simit, börek ve iki çaydan oluşan bir kahvaltının oldukça uygun fiyatlı olduğu belirtilmiştir.

Deniz kenarındaki mekanlarda taze tutulmuş balıkları satın alıp, oradaki restoranlarda sadece pişirme ücreti ödeyerek pişirtmek gibi bir seçenek de mevcuttur. Ege’de olmanın kaçınılmaz sonucu olarak, her yerde nefis mezeler ve zeytinyağlı ot yemekleri bulmak mümkündür.

Foça Plajları ve Gezilecek Yerler: Koyların Cazibesi

Foça’nın en cezbedici yanlarından biri şüphesiz muhteşem denizi ve birbirinden güzel koylarıdır. Eski Foça ve Yeni Foça çevresinde sayısız harika koy bulunmaktadır. Arabayla seyahat ederken bile yol boyunca pek çok küçük koya rastlamak mümkündür. Mümkünse bu koyların hepsine girip denize girmenin keyfini yaşamak önerilir. Çoğunlukla yukarıdan aşağıya doğru inen patika yürüyüş yolları bulunur ve kimsenin olmadığı bu koylarda yüzmek unutulmaz bir deneyim sunar.

Eski Foça’da öne çıkan koylardan biri Çanak Koyu’dur. Genellikle sakin görünse de, özellikle yaz aylarında oldukça kalabalık olabilir. Ancak yine de Eski Foça’nın en güzel ve en özel koylarından biri olarak kabul edilir.

Yeni Foça ile Eski Foça arasında yer alan Mersinaki Koyu, berrak suyuyla büyüleyicidir ve aşık olunası bir yer olarak tanımlanmıştır. Mersinaki koyuna ulaşım biraz zorlu olabilir, dik yamaçlı yollardan inip çıkmak panik atağı tetikleyebileceği için dikkatli olmak gerekir. Beyaz kayaların arasında kalan bu koy, pek çok kişi için favori plajlar arasındadır. Arabayla Eski Foça’dan Yeni Foça yönüne ilerlerken art arda sıralanan Mersinaki koylarının bölgenin en güzel plajları olduğu söylenir. Yan yana birçok farklı seçenek sunarlar; kum plaj tercih edenler için sol taraf daha kalabalık, taşlık veya çakıllı plaj isteyenler için sağ taraf daha az kalabalıktır. Suyu çok berraktır.

Bir diğer berraklığıyla dikkat çeken koy ise Karakum Koyu’dur. Buranın da mutlaka görülmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Yeni Foça çevresinde kampçılar ve karavancıların sıkça tercih ettiği Kosova Koyu bulunmaktadır. Burası oldukça samimi bir ortama sahiptir. Kiraya verilen karavanlar da bulunur ve elektrik, duş, tuvalet gibi imkanlar mevcuttur. Koyu saran restoran ve minik bir bar da bulunur. Kosova Koyu, suyuyla görülen en güzel koylardan biri olarak nitelendirilmiştir.

Yine Yeni Foça ve Eski Foça arasında yer alan Sazlıca Plajı da çok güzel bir koydur. Biraz sonra fark edilmiş olsa da, doğal güzelliğini hala koruduğu belirtilmiştir. Ulaşım sıkıntısı nedeniyle pek gelen olmaz diye düşünülse de artık bilinen bir koy haline gelmiştir. Sazlıca Plajı, Mordoğan’ın beyaz kayalarına veya Manav Koyu’na benzetilmiş ancak Foça fanatikleri için burası daha güzeldir. Çok keşfedilecek bir nokta olmasa da yaşayanlar tarafından bilindiği düşünülmektedir. Akşam saatlerinde bile kalabalık olabilen koyda, bazı kişiler akşamdan gelip çadır kurmaktadır. Patika yolun kısa ama aşağı doğru inişin dik olduğu, çocuklu veya bebekli aileler için zorlayıcı olabileceği belirtilmiştir. Koyun bir kısmı kapalı olduğu için dalgasızdır. Su sıcaklığı çok iyi olarak tanımlanmıştır. Sazlıca’nın ayrıca “gizli bir bölümü” de bulunmaktadır.

Haritada Saklı Cennet olarak geçen bir koy daha vardır. Arabayla koya kadar inilemese de, tepeler üzerinden patika yollarla ulaşmak mümkündür. Renkli şemsiyelerle kaplı olan bu koy, kum sahili olan güzel ve tavsiye edilen yerlerdendir.

Yelken Kayalıkları (Yelken Koyları), adından anlaşıldığı gibi arka arkaya duran iki yelkeni andıran kayalıklardan oluşur. Buraya minik teknelerle ulaşanlar olmuş ancak karadan yürüyerek ulaşmaya çalışmak zorlu olabilir ve yarı yoldan dönülebilir. Denizden görünüşleri de etkileyicidir.

Bonus koylar olarak bahsedilen ve sadece tekneyle ulaşılabildiği söylenen başka koylar da mevcuttur. Bu da Foça’nın denizden keşfedilmeyi bekleyen daha pek çok noktası olduğunu gösterir.

Foça’nın Çevresindeki Eşsiz Noktalar

İzmir’in genelindeki en iyi plajlar listelerinde Foça’nın koyları önemli bir yer tutar. Örneğin, Dikili’deki Pizza Koyu ve Karaburun’daki Dolungaz Koyu, Seferihisar’daki Ekmeksiz Plajı, Kleopatra Plajı, Urla’daki Demircili Plajı, Karaburun’daki Manal Koyu ve Beyaz Kayalar gibi yerler, Foça’nın çevresindeki bölgelerin doğal güzelliklerini tamamlar. Ancak Foça’nın kendi koyları, özellikle Mersinaki, Saklı Cennet ve Sazlıca, özgün atmosferleri ve berrak sularıyla öne çıkar.

Foça’da Küçük Deniz ve Büyük Deniz’in birleştiği sahil, özellikle gün batımında görülmesi gereken bir noktadır. Burası oldukça güzel olsa da maalesef çok sakin değildir, birçok insan gün batımını izlemek için buraya gelir. Ancak illa bir kafe veya restoranda oturmak zorunda değilsiniz; kendi sandalyeniz ve masanızla da gün batımının tadını çıkarabilirsiniz. Bu alan, taş evleriyle de hayranlık uyandırır.

Büyük Deniz ile Küçük Deniz arasında sahil boyunca yürümek de önerilen keyifli aktivitelerdendir. Bu yürüyüş sırasında sıra sıra demirlemiş tekneler göreceksiniz. Bunların büyük bir kısmı Foça koylarına günübirlik turlar düzenlemektedir. Bu turlara katılarak Foça’nın en güzel koylarını denizden keşfetme şansı bulabilirsiniz. Tekne turları, karadan ulaşımı zor olan koylara erişim için harika bir alternatiftir.

Yeni Foça: Sahili ve İlk Tatil Köyü

İzmir’den yaklaşık yarım saat mesafede yer alan Yeni Foça, kendine özgü sokakları ve sahili ile ziyaretçilerini ağırlar. Yeni Foça’nın girişi yaklaşık 10 dakika sürer. Yeni Foça sahili, oldukça güzel esen rüzgarıyla Didim gibi sıcak yerlere göre daha ferah bir atmosfere sahiptir. Burada Foça Marina bulunur. Kordon’un başladığı yerde restoranlar sıralanır. Yeni Foça’nın kordonu, yürüyüş için yıl boyunca keyifli bir manzaraya sahiptir. Denizi pırıl pırıl ve rengi çok güzeldir. Sahilde oturma alanları bulunur ve manzaranın keyfini çıkarmak mümkündür. İzmir’e yakınlığı Yeni Foça’yı hafta sonları için de avantajlı bir destinasyon yapar. Sahil kenarında balıkçı lokantaları ve yürüyüş alanları mevcuttur. Boydan boya devam eden bir halk plajı vardır. Yeni Foça Halk Plajı, genellikle dalgasızdır. Suyu ilk girildiğinde soğuk gelse de genel olarak çok güzeldir. Kışın daha sakin olsa da yaz sezonunda kalabalık olabilir. Plajda taşlar olsa da insanlar burada denize girebilir veya atlayarak yüzebilirler. Suyun rengi derinleştikçe laciverte döner.

Yeni Foça sahilinde yelken sporu yapılan bir alan da bulunmaktadır. Burada yelkenlileri ve yelken yapan insanları izlemek keyifli olabilir. Suyun çok berrak olması, denizin dibinin kolayca görülmesini sağlar. Yeşil ve mavinin birleşimi huzur verici bir ortam yaratır. Yeni Foça’nın kendine özgü sokakları ve birbirinden güzel taş evleri de görülmeye değerdir. Bu şirin evler, bölgenin mimari dokusunu yansıtır.

Yeni Foça’da ilginç bir nokta da Türkiye’nin ilk tatil köyünün bulunduğu koydur. Burası “Club Med” veya “Fransız tatil köyü” olarak bilinir. Koy aynı zamanda kampçıların ve karavancıların da uğrak noktasıdır. Bu tatil köyüne karadan ulaşım zorlu olabilir, tırmanmak gerekebilir ve güvenlik tarafından engellenebilir. Tekne turlarıyla veya arazide biraz çaba göstererek ulaşılabilir. Bu tatil köyü 1967 yılında yapılmış ve 30 yıl boyunca Club Med tarafından işletilmiş, Fransız turistlerin tercihi olduğu için Fransız tatil köyü olarak anılmıştır. Emekli Sandığı tarafından yaptırılan ve kiralanan bu yer, sonrasında satılmaya karar verilmiş ancak sit alanı olması gibi sebeplerle Club Med satın almamıştır. 2005’ten beri kullanılmayan ve atıl durumda kalan tesis, son olarak bahriyelilere (denizcilere) satılmış ve yeniden yapılandırılacağı duyulmuştur. Burası bir zamanlar turizm alanında gelişime büyük katkı sağlamış, Türkiye’nin ilk animasyonları ve “happy hour”ları burada düzenlenmiştir. Bugün ise genellikle tekne turlarının yanaşıp insanların izleme molası verdiği bir yerdir.

Yeni Foça sahilinde yiyecek fiyatları bazen pahalı olabilir. Örneğin bir gözlemenin fiyatı Ankara’ya göre yüksek bulunmuştur. Bu nedenle bazı ziyaretçiler ihtiyaçlarını Migros gibi marketlerden karşılamayı tercih etmektedir. Yeni Foça’da Migros, Çınar ağacı, Ala Cafe ve Hatice Teyze’nin hamburger sattığı yer gibi noktalar da belirtilmiştir. Ayrıca Yeni Foça yakınlarında Karaburun İncirliköy ve Siyah Kumsal gibi çok küçük koylar da mevcuttur.

Yeni Foça’nın geceleri de ışıl ışıl ve güzel olarak tanımlanmıştır. Gençlere hitap eden yeni açılan mekanlar bulunmaktadır.

Konaklama Seçenekleri ve İpuçları

Foça’da konaklama için çeşitli seçenekler mevcuttur. Taş evlerin bir kısmı otel veya pansiyon olarak hizmet vermektedir. Eski Rum evlerinden dönüştürülen kiralık evler de bir alternatiftir. Eski Foça’da Naval Otel ve Midilli Konağı önerilen yerler arasındadır. Ayrıca birçok Airbnb seçeneği de bulunmaktadır.

Bir diğer önerilen konaklama yeri ise 1887 Otel’dir. Bu otel, temizliği ve şirinliği ile öne çıkar. Havuzu olan nadir otellerden biridir. Daha önce kalan ziyaretçiler tarafından memnuniyetle ayrılınan bir yer olarak tavsiye edilmiştir. Otelde ortak kullanım alanları, kışın kapalı alanda, yazın bahçede kahvaltı imkanı, havuz, temiz banyolu odalar ve konforlu yataklar bulunmaktadır. Bazı odalar Foça’nın tarihi sokaklarına ve taş evlerine bakmaktadır.

Kamp ve karavan düşünenler için de Foça ve çevresindeki koylar uygun seçenekler sunar. Kosova Koyu ve Sazlıca Plajı kamp ve karavan için popüler noktalardır. Bu koylarda çadır kurmak veya karavanla konaklamak mümkündür. Bazı koylarda kiralık karavanlar da bulunabilmektedir.

Foça Plajları ve Gezilecek Yerler deneyiminizi planlarken, bölgenin genel atmosferinin “yavaş hareket etmek” anlamına geldiğini unutmamak önemlidir. Yerel yaşamın tadını çıkarmak, taş evleri deneyimlemek ve gün batımında sahil boyunca yürümek, Foça ruhunu anlamak için kilit noktalardır. Gece hayatı çok renkli ve hareketli değildir, ancak huzur dolu bir Ege deneyimi yaşamak isteyenler için idealdir.

Bazı koylara ulaşım patika yollardan olduğu için, özellikle çocuklu aileler veya panik atak eğilimi olanlar için dikkatli olmak gerekebilir. Patikalarda potansiyel olarak yılan gibi canlılara rastlama ihtimali olabilir, ancak bu nadir bir durumdur.

Hava durumu da ziyaret dönemine göre değişir. Nisan sonunda bile sahilin kalabalık olduğu, güneşlenen ve denize giren insanların görüldüğü belirtilmiştir. Yaz aylarında ise koylar çok daha kalabalık olabilir. Rüzgarlı havalarda bile dalgasız bir koy bulmak mümkündür. Foça çevresinde Foça Komando Okulu’nun bulunması nedeniyle zaman zaman talim sesleri veya patlama sesleri duyulabilir.

Foça’da Yel Değirmenleri de görülebilecek tarihi yapılardandır. 17. yüzyıldan kalma beş yel değirmeninden biri restore edilmiş, diğerleri restorasyon beklemektedir. Bu değirmenlerin tepeleri rüzgarın yönüne göre dönebilen mühendislik harikalarıdır. Buğday öğütürken kullanılan değirmen taşları, Foça civarında çıkan ve buğdayı çok iyi öğüten andezit taşından yapılmıştır.

Huzur ve Keşif Dolu Bir Durak

İzmir’e yakınlığı, zengin tarihi, kendine özgü mimarisi, birbirinden güzel koyları ve sakin atmosferiyle Foça, Ege’de huzur dolu bir kaçış noktası sunar. Kadim medeniyetlerin izlerini taşıyan taş sokaklarında gezinmek, masmavi sularda yüzmek, taze deniz ürünlerini tatmak ve gün batımının eşsiz manzarasını seyretmek, Foça deneyiminin vazgeçilmez parçalarıdır. Eski Foça’nın tarihi dokusu ve Yeni Foça’nın daha modern sahili, her zevke uygun alternatifler sunar. Keşfedilmeyi bekleyen gizli koyları, tarihi kaleleri ve müzeleriyle Foça Plajları ve Gezilecek Yerler, her ziyaretinizde size yeni sürprizler sunmaya hazırdır. Eğer siz de Ege’nin dinginliğini hissetmek, tarihin içinde kaybolmak ve birbirinden güzel koylarda serinlemek istiyorsanız, Foça listenizin başında yer almalı.

Foça’nın büyülü atmosferini solumak, taş evlerinin arasında yürümek ve turkuaz sularında yüzmek için daha ne bekliyorsunuz? Hemen şimdi Foça seyahatinizi planlayın ve bu eşsiz Ege kasabasının sunduğu güzellikleri kendiniz deneyimleyin!

Yorum yapın